Üretiminin yüzde 90’ını ihraç eden Körfez Döküm, müşteri sayısını 400’e çıkardı
Üretiminin yüzde 90’ını ihraç eden Körfez Döküm, 2021’de Rusya, Afrika, Amerika ve Uzak Doğu pazarlarına da ağırlık vererek ihracat yaptığı müşteri sayısını 400’e çıkardı.
Madencilik, çimento ve enerji sektörlerine hizmet veren Körfez Döküm, butik bir ihtisas dökümhanesi olarak, Avrupa’da bulunan mühendislik merkezi, dünyanın farklı yerlerinde bulunan ofisleri ve kurduğu geniş temsilcilik sistemiyle, ürünlerini 5 kıtada 70 ülkeye ihraç ediyor.
Üretimin yüzde 90’ını başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın farklı ülkelerine ihraç ettiklerini söyleyen Körfez Döküm Fabrika Müdürü Mustafa Yeğin, “2021’de Rusya, Afrika, Amerika ve Uzak Doğu pazarlarına da ağırlık vererek ihracat yaptığı müşteri sayısını 400’e çıkardık. İleri düzeyde mühendislik çözümleri sunmakla birlikte, firma bünyesinde faaliyet gösteren Ürün ve Proses Mühendisliği Bölümü haricinde, Almanya’da konusunda uzman kişilerden oluşan proje mühendisliği ofisine sahibiz” dedi.
Mühendislik çözümleri ve çözüm odaklı yaklaşımlarının işletmelerine rekabetsel avantaj sağladığını belirten Mustafa Yeğin, başlıca global ana sanayi firmalarının direkt tedarikçisi olduklarını, müşterilerinin üretim proseslerinde iyileştirme yapılabilecek yönleri mühendislik altyapıları ve tecrübeleri ile sağladıklarını söyledi. Müşterilerinden gelen her talebin Ürün ve Proses Mühendisliği Bölümü tarafından incelenerek üretim süreçlerine dahil edildiğinin ve kaliteyi tüm üretim süreçlerinin temeline aldıklarının önemle altını çizen Yeğin, “Bu felsefemiz de Körfez Döküm’ün sektörde tercih edilen bir marka olmasına olanak sağlıyor ve hatta sektörün en büyük rakipleri olarak bilinen Çin’e ve Hindistan’a dahi ürün satabiliyoruz. Bunu da ciddi mühendislik çalışmalarımızın yansıması olarak değerlendiriyoruz” açıklamasını yaptı.
Yalın üretim odaklı çalıştıklarını söyleyen Yeğin, tüm yalın üretim konularını aktif olarak uyguladıklarını ve israfları elimine etmek için önce veri toplanacak düzeyde bir yerleşim ve organizasyon yapısı oluşturduklarını ve bu sayede, her prosesten çoğunluğu otomatik olabilecek şekilde veri topladıklarını, topladıkları metrikleri takip ettiklerini, değerlendirdiklerini ve iyileştirme yönünde çalışmalar yaptıklarını belirtti. Yeğin, kendisi ve ekibi sürekli sahada olduğu için karar verme mekanizmasını çok hızlı çalıştırdıklarını ve aksiyon aldıklarını dile getirdi.
40 binin üzerinde model sunuyor
Teknolojiyi proseslerin elverdiği derecede kullandıklarını, yaptıkları iyileştirme faaliyetleri ve Know-Howlar ile global rakiplerinin önüne geçebildiklerini söyleyen Yeğin, “Bu sayede karşılıklı çalışarak müşterilerimizin proseslerinde iyileştirme yapabiliyoruz. Aktif olarak 40 binin üzerinde modelimiz var ve anlık 1.300-1.500 çeşit ürün üretim hatlarında devam ediyor. Bunu yönetmek ancak sistemli ve proaktif bir yaklaşım ile mümkün olabiliyor. Kurulan entegre yönetim sistemi ve bunu destekleyen, tamamen kendi imkanlarımız ile oluşturduğumuz ERP Sistemi ile bunu başarabiliyor ve her geçen gün iyileştirme yönünde çalışmalar yapıyoruz. Kalite alarm ve hafıza sistemleri ile kalite yönetimini tüm prosesler için çalıştırıyor ve tüm çalışanlarımızı, tedarikçilerimizi bu sürecin içine dahil ediyor, fikir ve önerilerine çok değer veriyoruz” dedi.
Sektör bazlı tüm ana sanayilerin ve işletmelerin onaylı tedarikçisi olduklarını ve sürekli iyileştirme ve ürün geliştirme çalışmaları sayesinde global rakipleriyle rekabet gücü sağladıklarını kaydeden Mustafa Yeğin, “Müşterilerimize 5 kıtaya yayılmış temsilciliklerimizle yakın destek veriyoruz. Büyümeyi, direkt kapasite büyümesi olarak görmüyoruz. Son iki senedir yaşanan pandemi, sektör lideri ülkelerde yaşanan tedarik sıkıntısı nedeniyle kapasite artışı olarak çok fırsat doğurdu, ama en önemlisi sürdürülebilir, kontrollü ve yönetilebilir bir kapasite olmalı. En verimli şekilde, müşteri ihtiyaçlarını en kaliteli olarak karşılıyorsanız, yaptığınız inovasyonlarla müşterinizi etkileyebiliyorsanız o zaman kapasite artış ihtiyacı kendiliğinden geliyor. Biz de bu konuda gerekli adımları gerçekleştiriyoruz” dedi. Son iki senede yaptıkları talaşlı imalat yatırımıyla termin ve kalite alanında çok ilerleme kaydettiklerini söyleyen Yeğin, şöyle devam etti: “Yakın gelecekte mühendisliğini satabilen firmalar ayakta kalacak, bu nedenle her döküm firmasının yapabileceği tek parça üretimler yerine komple sistemler, bu sistemlerin montajlı alt sistemlerini üretiyor olmak yeni hedefimiz olacaktır. Gerek verimlilik çalışmalarıyla gerekse de yatırımla oluşturduğumuz ilave kapasitemizi bu hedefler doğrultusunda değerlendireceğiz.”